Muhalefet namevcut. AKP içinde ise yağcı/ korkak çok ama, şükür ki onların yanı sıra, polemiğe girişme havası vermeden ama büyük siyasal risk alarak, uçuruma gidişi ilan eden dürüst/cesur birkaç kişi mevcut.
İnsan ölümleri ve devlet
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan , Uludere’yi unutturmaya çalışıyor: “Güvenlik güçleri bir şey yaptığı zaman, hemen yargısız infaz. Ama terör örgütü yapınca hepsi beraber saklıyor” (29.05.2012). Bizzat seçtirdiği Cumhurbaşkanı Gül uyarıyor: “Görev alanına girseydi, Uludere için DDK’yı görevlendirmekte bir an bile tereddüt etmezdim” (28.05.2012). Genç Müminler bildirisi: “Roboski’nin köylüleri, Berkin Elvan, Soma’nın işçileri. Ekmeğe gittiler. Öldürüldüler. Devlet ne dedi? Kaçakçı dedi, Gezici dedi, fıtrat dedi” (16.05.2014).
Erdoğan, Allah’ı suçluyor: “Bunun yapısında, fıtratında bunlar var. Hiç kaza olmayacak diye bir şey yok” (05.11.2013). Başbakanlığa bağlı DİB Başkanı Prof. Mehmet Görmez ilk Cuma hutbesinde “Kader ve ecel insanoğlunun ihmal ve sorumluluğunu ortadan kaldırmaz” diye okutturuyor (15.05.2014), müftüler toplantısında da, “İnsanın suç ve sorumluluğunu İlahi Kudrete yüklemek yanlıştır” diyor (02.06.2014). Aleviler için söylediği de önemli: “Kimse kendi tanımını, devletin ya da kurumların tanımını başkasına giydirmesin” (02.06.2014)
Yasaklar, sözlü saldırılar
Bakan Hayati Yazıcı, bazı illerde konan içki yasaklarına ilişkin, “Şayet bu şekilde bir yasaklama varsa bu hukuk dışıdır” diyor (28.03.2013). Henüz istifa etmemiş olan AKP Ankara milletvekili Haluk Özdalga, “Basın özgürlüğünün işlemediği bir ülkede, seçimler yapılsa da demokrasi olmaz” diye uyarıyor (20.12.2013).
Erdoğan, “TÜSİAD Başkanı ‘Böyle bir ülkeye küresel sermaye gelmez’ diyemez. Diyorsa, bu vatana ihanettir” (24.01.14) deyince, CB Gül kalkıyor, TÜSİAD’ın davetine gidiyor (17.04.2014), Erdoğan “Tvittırın mvittırın kökünü kazıyacağız” deyince tweet atmaya başlıyor (21.03.2014), Youtube kapatılınca da “Böyle platformlar dünyanın her tarafında geçerli olan şeyler“ diyor (07.03.2014). Erdoğan, Twitter’ı açan AYM kararı için “Milli bulmuyorum” deyince (04.04.2014), Türkiye ’nin 2008’den beri AİHM’deki yargıcı Işıl Karakaş izah ediyor: “Anayasa Mahkemesi gayrimilli olmak zorundadır zaten” (11.05.2014).
Yasadışı resmi müdahaleler
AKP Burdur milletvekili Hasan Hami Yıldırım, henüz istifa etmemiş, yolsuzluk soruşturma dosyasının savcıdan alınmasının “yargıya ve hükümetimize güveni zedeledi”ğini söylüyor (26.12.2013). Başbakan, HSYK başta olmak üzere yüksek yargının yapısını değiştirmeye soyunuyor, Cumhurbaşkanı Gül’den “Kuvvetler ayrılığı demokratik hukuk devletinin ayrılmaz parçasıdır” uyarısı geliyor (08.01.2014). TBMM Adalet Komisyonu AKP’li Başkanvekili Hakkı Köylü, “HSYK üye soruşturmalarının, HSYK daire başkanları ve tetkik hakimi atamalarının Adalet Bakanı tarafından yapılmaması lazım” diye itiraz ediyor (12.01.2014).
Erdoğan, özerk Merkez Bankası’nın kendi atadığı başkanı faizi düşürmedi diye “Ama artık yetti” (27.05.2014) diyor, Ekonomiden Sorumlu Başbakan Yardımcısı Ali Babacan ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek (görev alanlarına dikkat!) bankanın özerkliğini savunuyor (en baştan bugüne).
Yaşam tarzına karışmalar
Ev tutup oturan üniversite öğrencilerine Erdoğan kapalı parti toplantısında, “Bu evlerde nelerin olduğu belli değil” biçiminde hakaret ediyor, hatta “Gerekirse yasal düzenleme de yaparız” diyor (05.11.2013). AKP Kurucu Genel Sekreteri Ertuğrul Yalçınbayır bunun “düşünce açıklaması ötesinde bir baskı” olduğunu söylüyor (08.11.2013). Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç haberi basın toplantısında “asparagastır” diye geçiştirmeye uğraşıyor. Ama Başbakan söylediğine aslanlar gibi sahip çıkınca, fena bozuluyor, “Birilerinin kum torbası haline getirilmek istemem” diyor (08.11.2013). Alınmaması lazım; Başbakan tarafından herkesin önünde aşağılanan ne ilk ne de son AKP’li yetkili.
Durmadan üç çocuk diye tekrarlayan Başbakan, Cumhurbaşkanı Gül’den “Nüfus vasıfsızsa o zaman da yüktür” cevabını alıyor (26.10.2013). İnançları nedeniyle erkek eli sıkmadığını bildiğim AKP kurucusu Fatma Bostan Ünsal konuşuyor: “Dekolteli bir kadına yapılan ihlal bana da yapılmış demektir” (14.10.2013). Başbakan’ın “Kadın kadındır erkek erkektir. Bunların eşit olması mümkün mü?” (31.07.2010) diyebilmesi üzerine de, dürüstlüğünü tekrar konuşturuyor: “Buna o zaman herkesin karşı çıkması gerekiyordu” (07.11.2013). Gezi’yi algılayamayan Başbakan’a DİB Başkanı Görmez izah ediyor: “Gençler, özel yaşamına müdahale edilmesini istemiyor. Saçına, sakalına, küpesine, dövmesine kimse karışsın istemiyor ve aslında bunlarla da uğraşmak gerekmiyor” (04.05.2014).
Ve yolsuzluklar…
17 ve 25 Aralık rezaletlerini örtbas için Adli Kolluk Yönetmeliği değiştirilince AKP İzmir milletvekili Erdal Kalkan, “Hırsız hırsızdır. Koruyanı kamu vicdanı affetmez ve cezalandırır. Kimse bu ülkede şah değil padişah değil, herkes haddini bilsin” (23.12.2013) diye bayrak açıyor ve tabii istifa ediyor. Bakan Erdoğan Bayraktar, “İmar planlarının büyük bir bölümü Sayın Başbakan’ın talimatı ile yapılmıştır. Kendisi de istifa etmelidir” (25.12.2013) deyip istifa ediyor, arkasından da neler oluverdiyse artık, fena halde özürler diliyor (03.02.2014).
Maliye Bakanı Şimşek’ten de dürüst, ama daha ihtiyatlı bir demeç: “Kim yolsuzluk yaparsa, mutlaka cezasını görmeli. Allah belasını versin, hem de öbür dünyaya kalmaması lazım” (19.12.2013). Babacan dürüst çizgisini sürdürüyor: “Yolsuzluğun üstünün örtülmemesi bir hükümetin görevi” (22.03.2014). AKP’li müstafilerden Ertuğrul Günay, Başbakan’ın bir buçuk ay sonra “Devletin kasası soyulmuyorsa yolsuzluk değildir” (12.02.2014) diyeceğini tahmin etmişçesine konuşuyor: “Rüşvette zaten kasadan para çalınmaz” (31.12.2013). B. Arınç her zamanki gibi gidip geliyor: “Kolundaki saati ve çocuğunun parasını sorarsanız bana, ben mahcubiyetten cevap veremem. [Ama] soruşturmaları yapanların asıl niyetlerinin yolsuzluk olmadığı, hükümeti düşürmek olduğu ortaya çıktı” diyor (03.03.2014).
Derlediğim 13 sayfalık özeti 2 sayfaya sığdırdım; daha neler var…