Türkiye’de şiddet her geçen gün artıyor. Bir haftada en az 17 silahlı şiddet olayı medyaya yansıdı. Bu olaylarda onlarca kişi yaralandı. Samsun’un Bafra ilçesinde boşanma davası açtığı eşi İsmail Yılmaz’ın silahlı saldırısına uğrayan Yıldız Yılmaz yaşamını yitirdi.
Çorum’da bir cezaevi firarisi, iddialara göre eşini öldürmek için geldiği evde polis ekiplerini görünce kendini vurdu. İstanbul Kâğıthane’de husumetli iki grup arasında sokak ortasında çıkan silahlı çatışmada iki kişi öldü, biri ağır iki kişi yaralandı. Sakarya’nın Hendek ilçesinde ise babasını ve üvey annesini silahla öldüren kişi, omzundan vurduğu kardeşi tarafından kesici aletle yaralanması sonucu yaşamını yitirdi.
Cumhuriyet artan şiddet olaylarına ilişkin avukat Şenal Sarıhan ile konuştu. Avukat Sarıhan, şiddet olaylarının artmasının yasaların eksikliğinden değil, yeterince uygulanmamasından kaynaklandığına vurgu yaptı. Sarıhan, “Mesela, herhangi bir cezai soruşturma açılmış kişinin bütün bu eylemle ilgili genel tutumu göz önüne alınır ve ceza verilirken iyi hal indirimi gibi uygulamalardan yararlandırılabilir. Ancak bunun uygulamada bu biçimde yürümediği kanaatindeyim. Hakkaniyete uygun bir şekilde bu iki durumun hukuk mercileri tarafından yeterince değerlendirilmediğini düşünüyorum. Bu eksiklik bazkı kişilere bir cesaret veriyor. Cezasızlık gündeme gelmiş oluyor” dedi.
Sarıhan sözlerini şu şekilde noktaladı:
“SİYASETİN DİLİ”
“İnsana saygı, insan hakları, temel haklar, insanların temel hakları bunlar gözetilmiyor. Yöneticilerin de, iktidarda olanların da siyasetçilerin de diline baktığımızda aynı şiddeti görüyoruz. Şiddet her zaman silahın ele alınarak gerçekleştirilmesi anlamına gelmiyor. Bireyler birbirlerine karşı saygılı olmayan dil kullanıyorlar. Bu dil siyasetçilerin diline de yansıyor. Toplum genel olarak şiddeti olağan olarak kabul ediyor. O olağanlık içinde de böyle bir uygulama gündeme geliyor.”
